Coraline




Ve ikinci kitap Coraline yada diğer basımdaki ismi ile Koralin. Bu konularda iki farklı basımı da alacak kadar aç gözlü olduğumu biliyorum. Kendime engel olamadım. Kitabı bir günde bitirmeme engel olamadığım gibi... Otobüs yolculuğu sırasında kitabın sonunu görmeden rahat edemiyeceğimi anlamam ya benim kişiliğimden kaynaklanıyordu yada kitabın sürükleyici gücünden. Belki de ikisi birden vardı.
Kitabın kapaklarına bakınca çocuklar için yazılmış bir kitap gibi durduğu doğru. Ama çocuklar için bir derece korkutucu olabilecek bir konusunu olduğunu düşünüyorum. Gerçi Yüzüklerin Efendisini izlemek için kurulduğumda henüz o dönemler okula başlamamış kuzenime izlemek istediğinden emin misin korkarsın bak yaratıklar var dediğimde aldığım cevap onların gerçek olmadığını bildiği için onu korkutamıyacakları olmuştu. O yüzdendir ki yeni nesil çocuklarının bu kitaptan pek korkacaklarını sanmıyorum. Ama yine de beni dehşete düşüren bölümleri olduğunu itiraf ediyorum. Özellikle de gözlerinin yerine iki düğme olan ve marketten kese kağıdı dolusu böcek alıp gelip çerez niyetine yiyen bir anne.



Coraline ailesi ile minik bir kasabaya taşınırlar. Taşındıkları binada üst katta yaşlı bir adam fareleri ile birlikte yaşamakta ve alt katta da zamanında gösteri dünyasının renkli ışıklarında yaşamış iki yaşlı kadın yaşamaktadır. Coraline çoğu zaman kendini yalnız hissetmektedir çünkü annesi de babası da kendi işleri ile meşguldürler. O da etrafı keşfe çıktığı zamanlarda komşularını ziyaret eder, evin etrafında sisden dolayı evin görüş açısından çıkmayacak şekilde gezintilere çıkıyordu. Tabi bu da ona yetmedi ve evin içinde kullanmadıkları salonda kilitli bir kapı keşfetti. Ve sonrası da tahmin edeceğiniz üzere anahtarın bulunmasıdır.



Kitabı okurken benim kabusum olan aynalarla bir bağlantı kurdum nedense. Hayatımızın normal akışında ilerleyen görünümü ve karanlıkta kalan hep korkularımızın barındığı soluk tarafı. Aynanın arkasından durup beni izleyen yansımamın ben olmak için birgün eline geçen ilk fırsatta beni ayna arkasına mahkum edip kendisinin gerçekliğime geçip herşeyi alt üst etmesini izlemek zorunda kalma fikri de benim korku senaryom. Sanırım aklımı yitirmediğim sürece bu gerçekleşmeyecek. Kitapta da Coraline yaşadıklarına teslim olmayıp öteki annenin isteklerine boyun eğmiyor ve kendi dünyasına gerçekliğine dönebiliyor. Film Türkiyede gösterildi mi bilmiyorum. Açıkçası araştırmadım da. Çünkü ne zaman okuduğum bir kitabın filmine gitsem hayal kırıklığı yaşıyorum. Adı üstünde yazarın tarifleri ile benim hayal dünyam birleşiyor. Başkasının hayal dünyası ile de çakışınca kırılıyor işte. Coraline'nın dünyasının benim hayalimdeki gibi kalmasını tercih ederek size kitabı okumanızı tavsiye edebilirim çünkü çok az vaktinizi alacak ve sade diliyle kafanızı yormayacak sadece hayal dünyanızda kıpırdanmaya sebep olabilecek diye düşünüyorum.

2 yorum:

Selamon dedi ki...

Filmin sadece trailerını izledim, çok hoş bir atmosfer yakaladıkları kesindi. Fakat orjinal metni okumadan filmi izlememek gibi bir özelliğim var, o sebeple kitap okunacaklar listesinde, film de izlenecekler. Burada görmem pek iyi oldu, zira hengameler esnasında çıkıp gitmiş aklımdan. Bir daha gitmeden alsam, mutlu bir insan olucam.

Ha bi de ekleyeyim, buralar böyle çok güzel olmuş, teşekkürler yeni dizayn için.

polunochnaya dedi ki...

Ben teşekkür ederim. Muhtemelen üşengeçlik yapıp erteleyecektim bu düzenleme işini ama iyi oldu.