Ateşi Yakalamak -Açlık Oyunları İkinci Kitap-




bir heyecan bir mutluluk ile başladıgım kitabı az önce okuyup bitirdim. -ikinci kitabın sonu- yazısını gördüm. lakin şuan ne bir alevli merak ne de başka birşey hissetmiyorum. sanırım pek bir yorgun oldugum için olabilir.
son kalan kısımı akşam fsm köprüsü çıkışında olan kaza nedeniyle sıkışan trafikte okudum diyebilirim. son kalan 5-6 sayfayı evde biraz önce tamamladım ama dediğim gibi kitabın sonu pek bir sönük mü kalmış yada insanoğlu olarak bu tür sonlara doyduk mu nedir bilemedim. yani bazı kısımlar o kadar tanıdık ve tatsız geldi ki...
neyse kalkıp kitabın sonunu anlatacak değilim.

ikinci kitap nedense birinci kitabın yanında bence sönük kalmış. yada o zaman ki ruh halimle şimdiki arasında fark var. bilemiyorum. belki de birinci kitap giriş kısmı idi ve hep bir sürü olaylar olur hani ve gelişme pek bir sıkıcıdır. işte bu ikinci kitap da bu sıkıcılığın azizliğine uğramış olabilir. tabi ikinci kitabın sonu için diyorum. kitabın sonu biraz hani klişe olmuş derler ya öyle bence.

ama kitap kesinlikle yormuyor. yani hergün akşam eve dönerken okudum ve bir kere bile basım beynim kaldırmıyor, burada ne diyor acaba demedim.

birinci kitapta oldugu gibi baş kahramanlarımıza bu kitapta eski dostlarının yanı sıra yeni arkadaşları da eşlik ediyor. beklenmedik olaylar ve adaletsiz dünyanın oyunları onları içine alıyor. ve başlıyorlar mücadele vermeye.

ikinci kitapta bir kere daha gördüm ki yazar cidden çok fazla derecede televizyondaki surviver tarzı yarışmaları izlemiş. ben de o tür yarışmaları hiç sevmem gerçi ya.
bir de nedense yazar bu sefer ikinci kitabında mad max havasından zerre kadar katamadığı için midir nedir pek de ilgimi çekmedi diyebilirim.
o zaman kısmet üçüncü kitaba...
ve karışık anlatımım için kusuruma bakmayın. zihnimi toparlayamadım.
haftasonu kitap fuarında belki görüşürüz.

Edgar Allan Poe



Bu aralar yollarda, metrobüslerde gecirdiğim zamanlarda okuduğum kitap Açlık Oyunları dışında bir de uyumadan önce çerezlik niyetine okudugum ilginç bir kitap daha var.
aslında neresi ilginç derseniz pek bir fikrim yok. yani sanırım çizgi romanlara yeniden mi ilgi çekmeye çalışmışlar yoksa neil gaiman ın sandmanın gördüğü ilgiden mi yola çıkmışlar yoksa bir sevap işleyelim de klasikleri çizgi roman haline getirip farklı bir uyarlama ile insanlara bir farklılık mı yapalım demişler bilemiyorum. ama sonuç olarak ilgimi çekti ve kiabı satın alıvermiştim.

tek bir çizerin elinden çıkma bir kitap değil. her hikaye için ayrı bir çizer yada birçok çizer tarafından kaleme alınıp herkesin kendi tarzında bize sunulmuş bir kitap. bazı hikayeleri uyarlanmış.




tabiki de kuzgun'a ayrı bir ilgi ve özen gösterilmiş. onun için 10 farklı çizer kalem tutmuş, kendi tarzlarında çizimler yapmışlar. ve hepsinin de yorumu farklı olmuş. iyi de olmuş hani. farklılıklar ve çeşit hoşuma gitmiştir her zaman.

yalnız bir de şu var ki bazı çizimler tabiki de zevkime uygun değillerdi. o yüzden elbetteki bazı hikayelerdeki çizimleri begenirken kimilerini de hikayelere uygun bulamadım bir türlü. herneyse. aslında çok da fazla anlatılacak birşey yok yani. edgar allan poe hikayeleri var içinde ki çoğu kişi e.a.poe yu biliyordur.




"Klasik, herkesin okumuş olmayı istediği, ama kimsenin okumak istemediği şeydir."
Mark Twain.