Neverwhere / Yokyer




Neil Gaiman hayranı oldugumu bilmeyen kalmamıştır sanırım.
Pek tabiki bu eski bir kitap ama ülkemizde Neil Gaiman'ın çekilen filmleriyle ünlenmesi sonucu kitapları da değerlenmeye başladı diyebilirim. Sonuç olarak Neverwhere isimli kitabı ülkemizde Yokyer olarak basılıp satışa sunulmaya başlanılmış. Ben de kitapçıda görünce elimdeki kitabı bırakıp onu okumaya başladım.

Fantastik kurgu, gerçeklik dışı hayal ürünü karakterlerden ve olaylardan hoşlanmıyorsanız tabiki de ilginizi çekecek bir durum yok. Ama bir bakayım günümüzde yaşayan ve sihirli güçleri, büyü ile ilgili dünyaları olan varlıkların Neil Gaiman gözüyle Londra'nın masalsı dünyasının nemli sokaklarının altındaki kanalizasyonlarda nasıl geçiyormuş derseniz buyrun...
Neil Gaiman günümüzde ve bizim aramızda olan ama sıradışı yaşamlara ve sihirli yeteneklere sahip olduguna inandığı gerek mitolojik gerekse cok daha farklı güçleri ve dilleri konuşan karakterleri bize daha çok rock yıldızları havasında yada gotik tarzlarda sunmayı seviyor. Bir barbar conan yada orta dünya beklenilmemesi gerektiği için uyarımı yapıyorum.



Londra'da gayet normal bir hayat süren tipik bir İngiliz olan genç ve iyi kalpli Richard Mayhew her zamanki gibi hiç beklenilmedik bir anda karşısına gayet zararsız gibi çıkan genç bir kız Door'a yardım ederken dahil olması sonucu hiç de normal olmayan olaylar sonucu o gayet normal hayatı değişiverir. Ve yaptığı iyilik sonucunda istemese de normal hayatının dışına çıkarak "evine dönebilmek" için bir takım olayları atlatıp, hayatta sağ kalabilmek için sınavlardan geçmek üzere maceralar atlatır. Bu olaylar yaşanırken birçok kişiyle tanışır: Door, Marquis de Carabas, Bay Croup ve Bay Vandemar, İhtiyar Bailey, Anaesthesia, Avcı, Lamia, Islington...


İnsanlar sadece görmek istediklerini görür, var olduğuna inandığı yada inanmak istediklerini var ederler ya işte yazar da sanırım böyle düşünüyor. Gözümüzün önünde durupta göremediklerimiz, duyamadıklarımız, hissedemeyip anımsayamadıklarımız... Kitapta da durum böyledir. Aynı gerçek hayatta olduğu gibi. Bazen yazarların bir bildiği var da bizden mi saklıyorlar diyorum. Neil Gaiman'ın farklı gördüğü ve bizim de görmemiz için yazdığı bu kitaplar...



Karakterlerin kendilerine has ve insanı rahatsız etmeyip hatta benimseyip bir de üstüne "Aaa bunun gibi bir özellik, takıntı, rahatsızlık bende de var" dediğimiz olabiliyor. Genelde iyi adamı, hoş kadını beğeniriz ama bu sefer katil oldukları halde beğendiğim bir çift var. Bay Croup ve Bay Vandemar... Kesinlikle akla gelen diğer film, kitap yada oyun çiftleri gibi artık onlar da aklımda yer ettiler. Kendilerini gerçekten işlerinde olabilecek en iyi noktaya taşımış, bu işin reklamını yapmadan ama asırlarca zevk alarak bunu sürdüren tek bir kişi gibi olmuşlar. Ve bir de Islington var. Sırlarla dolu karakterler diyebilirim ve daha fazla da konuşmamam gerektiğini!



Kitabın içinde çizim olmadığı için fotoğrafını çekmedim. Ama internetten araştırdığımız zaman pek tabi bir çok sonuca ulaşabiliyoruz. Bu çizim de onlardan bir tanesi. Neil Gaiman'ın en sevdiğim yanı da bu. Karakterlerini bir nevi canladırması ama bunları çizim ile yapması. Gerçi yazarın anlatım tarzı ile karakterler sanki gözümüzün önündeymişçesine canlanıveriyorlar. Belki onun anlatım tarzından sebep yada yazarın istemiyle karakter çiziliverir. Graphic Novel denilen akımın başlaması... Pek tabi tüm çizimleri gözüm kapalı beğeniyorum diyemiyeceğim. Mesala Neverwhere için yapılan çizimlerden sadece Bay C ve Bay V nin çizimlerini beğendim. Ama bu üstteki çizimi pek sevemedim. Her zaman herşey benim beğeneceğim gibi olamaz ya...

Şimdi sırada hangi Neil Gaiman kitabının ülkemizde basıma gireceğini beklemekteyim. Keşke şu editörler Neil Gaiman ile iletişime geçip kitaba eklemek isteyebileceği çizim olup olmadığını da sorsalar da biz de kitabı okurken hayal dünyamıza renkler katılsa...