Sandman / Kısa Yaşamlar



Yazın okuduğum bu ilk kitap yada graphic novel denilen Sandman serisinin Türkiyedeki son sayısı Kısa Yaşamlar. Yaklaşık olarak 5 yıldır sanırım Neil Gaiman'ın yazdığı tüm kitapları severek okuduğumu biliyorum ki Sandman serisini oldum olası severim. Haliyle bu sayıyı da sevdim.









Kitap, biz normal insanların dünyasında hiçbir zaman fark etmediğimiz ama "onlar"la iç içe yaşadığımızı bize hatırlatıyor. "Onlar"dan kastım Endless Family (Sonsuzların) bireyleri. Bu 7 kardeşi yazar şöyle isimlendirmiş: Death, Dream, Delerium, Desire, Despair, Destiny, Destruction.



Aslında daha önceki iki blogumda Sandman kitaplarından alıntılar eklemiştim. Alıntıları buradan ve buradan okuyabilirsiniz.
Kitapta en cok sevdiğim bir karakter şudur diyemem. Ama tabiki de 7 kardeş içinden en cok kendimi Delerium-Hezeyan ile benzer buldum. Buna rağmen de en çok Death-Ölüm gibi bir karakterim olsun isterdim. Ve ayrıca Dream-Düş gibi bir arkadaşım. Hezeyan renkli saçı, darmadağan ve salaş giysileri ile dengesiz cümleleri isminin yeterliliğini sağlıyor. Ailenin de en küçük kardeşi olması nedeniyle olsa gerek etrafta her zaman amaçsızca dolaşıyormuş gibi bir havası vardır. Ama bu kitapda bir amacı var. Arada unutsa ve hedefini hatırlamak için yanına abisi Düşü de alsa onun için bu bir tür gezidir. Ölüm ise küçük kız kardeşinin aksine tamamiyle siyah giyinmekde ve boynunda her zaman sonsuzluk anahtarını taşımaktadır. Düş ve Ölüm tarz olarak 80lerin punkçıları gibidirler. Saçlarından ayakkabılarına kadar.



Şu zamana kadar ki kitaplardan gördüğüme göre Düş'ün hiçbir zaman mutlu ve uzun süreli bir ilişkisi olmadı. Ama az çok konusu geçse de diğer kardeşlerin hiçbirinin ilişkilerinden söz bile edilmemiş. Hatta bu kitabda Düş bir aşk yarası ile giriş yapar ve yolculuğu sırasında eski sevgililerinden birisi olan Bastet'i de ziyaret etmektedir.



Daha çok aile içi konuşmalara ve birbirlerini eleştirilerine tanık oluyoruz. Kardeşlerden kimisi acılarımız ile beslenirken kimileri de hırslarımız, arzularımdan enerji alıyor. Buna rağmen ölüm ve kader hiç görevlerini aksatmadan düzenlerine devam ediyorlar diye düşünüyorum. Tabiki de bunlar kendi düşüncelerim. Kitabı okuyan bir başkası çok farklı konulara değinecektir eminim. Ama şimdi kendimi kaybedip kitabı anlatmakdan korktuğum için böylesine bir saçmalamaya giriştim işte. Umarım sıkılmamışsınızdır. Yaz boyunca okuduğum kitaplar hakkında biraz konuşmak istedim. Belki ilginizi çeker düşüncesiyle... =)

2 yorum:

Porco Rosso dedi ki...

birinci kitabı okuyunca çok sevmemeiştim sandman'i. biraz daha iyi olsun istemiştim (neye göre kime göre dediğini duyar gibiyim).

ama sanki 5.sayı olduğundan mı yoksa gerçekten değiştiğinden mi bilmedim: çizimler falan daha güzel geldi gözüme.

şans tanıyayım bir kez daha. evet. gaiman'a lütfediyorum :)

polunochnaya dedi ki...

: )
ayrı çizerle çalışmak farklı bakış açıları ve zaman sanırım değişimi mutlak kılıyor.