Yürüyen Şato




İngiliz yazar Diana Wynne Jones'un 1986 yılında yazdığı ve 2010 yılında Türkçe çevirisi ile Yürüyen Şato olarak ülkemizde yayınlanan tatlı kitabı 5gün boyunca hece hece okuyarak "aman bitmesin" diye resmen üzerine titredim. Ama bugün eve dönüş yolumda kitabın soy sayfasını çevirdiğimde toplu taşıma aracında olduğumu umursamadan bir anda "hadi bee!" diyiverdim.



Daha çoğunlukla Hayao Miyazaki ile bilinen adıyla Howl'un Yürüyen Şatosu çoğu kişi tarafından sevildiği gibi ayrıca Oscar'a da aday olmuştur. Filmi izlemedim. Film hakkında hiç bir araştırma yapmadım. Önce kitabı okumalıydım ki bir tesadüf eseri gecen hafta kitabı bulunca kaçırmadım. Hemencecik bitiverdi çünkü İngiliz yazarlar kitap yazma işini gerçekten çok iyi biliyorlar. Filmi tamam eminim güzeldir hele ki Sayın Miyazaki'nin elinden çıkma ise kesinlikle kötü bir sözüm olamaz ama kitap okurken yazarın yönlendirmesi sonucunda kendi hayal dünyanızda şekillenen kitabın tadı bir başka oluyor. Hem sempatik hem mistik hem de büyülü bir hikaye. Ayrıca kendimi kaptırmış elimde olmadan Sophie ile özdeşleştirivermiştim. Nereye gitse bir anne edasıyla ortalıgı derleyip toplama, azimle yaptığı temizlikler, kendini yaşlılığına iyice kaptırıp bu durumu benimsemesi ve herşeye meraklı burnunu sokması...



Herşey tahmin ettiğimiz gibi gitmeyebiliyor, olaylar göründüğü şekilde olmadığı gibi bizim algıladığımız biçim de yanlış olabiliyor yada bizim bildiğimiz yol doğru olmayabiliyor. Bunun yanı sıra kaderimizden de kaçamadığımızın bir gerçek olduğunu yazar bize açıkça gösteriyor. Ve bunları anlatırken beni de şaşırttığını söylemeliyim yani kitabın sonunda beklediklerimin yanı sıra beklemediğim gelişmeler de oldu. Film kitaba birebir sadık gitmiş mi bilmiyorum ama kitabı çok beğendim. Ayrıca bir ara Neil Gaiman bu kitabı kesin okumuş dedim. Ya da şu olayı şu yazar kesin buradan esinlenmiş dedim. Dedim dedim durdum. Ve hayal bile edemiyeceğim bir hayal dünyasına sahip yazarın çok tatlı bir kitabını üzülerek bitirdim.



Hem çocuklar hem de büyükler için...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

neden sildin hesaplarını, aaa çok üzüldüm:(

polunochnaya dedi ki...

bakkala kadar gittim geleceğim evacım. üzülme :)

Aquamarine dedi ki...

Ben önce filmi izleyip sonra kitabı alanlardanım. Ayrıca benim kadar hayranı olan birini görmek gerçekten çok mutlu etti beni. :)