Wiki'nin Takıları

Wiki aslında çok şanslıydı. Belki de zamanında kendi şansını kendi elleri ile hazırlamıştı. Kim bile bilir ki? Kader (Destiny Endless) biliyor olabilir. Belki o kocaman eski püskü deri kaplı kitabında yazıyordur. Neyse şuan konumuz Wiki ve takıları. Wiki, bir sanatçının eserlerinin sergilendiği ve satıldığı bir dükkanda çalışıyordu. Gelen müşterilerle ilgilenmenin dışında dükkandaki kendine ait çalışma alanında metal malzemeler kullanarak takılar yapıyordu. Takıların çoğu eski zaman insanların kullandığı takıların tasarımlarına benziyordu. Ayrıca Afrika kabilelerindeki kadınların taktığı takıların tasarımlarına da sahipti, ama modern bir havaları da vardı. Nasıl oluyordu bilmiyorum ama öyleydiler işte. Wiki mutluydu. Hatta o kadar ki bir çalışmasında bu açıkça görülebiliyordu. Yuvarlak bir surat ve üzerinde şöyle "O_o" gözler vardı. Gülümsediğini belirten bir ifadede dudak şekli ile kolye ucu bitirilmiş olarak vitrinde sergilenmekteydi. Ayrıca masa üstü terazilerde kullanılan siyah bir ağırlığın üzerine de çivilerden göz ve burun çakılmış, kalemle de gülümseyen surat ifadesini tamamlayacak dudakları eklenmişti. Zaten dükkan içindeki bütün eşyaların, ürünlerin ahşap gibi ortamı yumuşatan bir malzemeden olması yetmiyormuş gibi Wiki'nin kattığı bu minik ayrıntılarla ve bir yaz akşam üstü güneşinin turuncu ışığının da etkisiyle dükkan sımsıcacık olmuştu.

Wiki'nin günleri takıları yapmakla geçiyor, elinden geldiğince her gün bir takı bitirmeye çalışıyordu. Kafasında bir çok şekil uçuşmaktaydı. O şekilleri tasarladığı takılarında gerçekleştiriyor ve böylece aklındaki imgeleri gerçek dünyaya taşıyarak bir süre sonra da ellerinde tutarak gören gözleri ile bakıyordu onlara. Artık hayal olmaktan çıkıp gerçek oluyorlardı. Takıları yaparken çok titiz davranıyordu. İstediği gibi olmayan bir bölümü "eh bu da böyle olsun" diyerek bırakmıyordu. Hayalindeki gibi olması için, kusursuz olması için çabalıyordu. Hatta düzeltilemeyecek bir kusuru varsa onu bırakıp sil baştan yeni malzemelerle yeniden o aklındaki takıyı yapmaya başlıyordu. Sanırım en çok mısır iplerine sinir oluyordu. Onları muntazam şekilde bağlamak, alnından bir iki damla ter gelmesine sebep olacak kadar uğraştırıcıydı. Yine de muntazam olması için üşenmeden uğraşıyordu.

Takıları yapmak için verdiği sadece emeği, alın teri değildi, onlara hayallerini de veriyordu. Wiki henüz bunun farkında değildi. Her bir takıya farklı bir hayalini bırakıyordu. Her bir takıda ayrı bir hayali vitrinde sergileniyordu. Dükkanın önünden geçenlerin bazıları bu hayallere bakıyor, bazıları da dükkanın içine girerek daha yakından bakıyordu. Kimisi kendine daha yakın bulduğu hayali eline alıp bakıyor ve hiç düşünmeden kulağına, boynuna takarak aynada nasıl durduklarına bakıyorlardı. "Bunu beğendim. Ne kadar bu?" diye soruyorlar, bazıları fiyatını duyduğu zaman "Aaa çok pahalıymış!" diyerek iyi günler diledikten sonra dükkan çıkıyorlardı ya da bazıları ise satın alıyorlardı.

Wiki için yine olağan bir gündü. Saat akşam yediye geliyordu. Yani bugün de buradaki işi bitmişti. Birazdan dükkandan çıkacak ve akşam yemeğini yedikten sonra evine gidecekti. Hava git gide kararmaya başlıyordu. Her gün olduğu gibi etrafı toparlayıp dükkanı kapattı. Ve adım adım dükkandan uzaklaştı.

Dükkanın kapalı olduğu zamanlarda dekoratif ışıkları yanmaya devam ediyordu. Hava iyice kararıp da dükkanın da sessizliği yeterince uzun bir süre bozulmadığı anda vitrinde mini minnacık bir kıpırdanma oldu. Takılardan en sabırsız olanı kıpırdanmaya başlamıştı. Onun kıpırdandığını duyan diğer takılar da uykudan uyanıyormuşcasına yavaş yavaş kımıldanmaya başladılar. En sona kalan takı da oflaya puflaya hareketlenmeye başladığı sırada içlerinden en cıvıl cıvıl olanı bugün havanın ne kadar sıcak olduğu hakkında konuşmaya başlamıştı. Aralarında eksik olan var mı diye şöyle bir birbirlerine baktıkları zaman içlerinden birisinin olmadığını fark ettiler. Hayallerden birisi gitmişti ama takıların hiç biri aslında Wiki'nin hayalleri olduklarını bilmiyorlardı.








dip not: Yalçın'a teşekkürler. Takılarını görmek isterseniz ki onlar gerçekten varlar, işte buradan buyrun: http://yalcincapoglu.blogspot.com/

Hiç yorum yok: