Dokuzlar Yasası - TERRY GOODKIND



"Fantastik kurguda bir ‘efsane’ olan Terry Goodkind’dan heyecanınızın hep dorukta kalacağı büyüleyici bir roman

“Hızlı, sürükleyici ve ürkütücü. Okuyucuyu nefessiz bırakacak!”
—Nelson DeMille

“Bir sonraki sayfayı iple çekeceğiniz sürükleyici bir macera.”
—Publishers Weekly

15 yıldır New York Times çok satan yazarı Terry Goodkind, zengin hikaye anlatımı ve unutulmayan karakterleriyle okurlarının gözünde sarsılmaz bir yer edindi. Şimdiyse Goodkind, bütün yeteneğini yılın en heyecanlı ve hayret verici ölçüde orijinal hikâyesini anlatmak için kullanıyor.

“O şey annene geldiğinde annen yirmi yedi yaşındaydı. Şimdi sen yirmi yedi yaşındasın ve o şey sana da geldi.”

Alex birden ürperdi, tüyleri diken diken oldu. Akıl hastalığı annesine yirmi yedi yaşında gelmişti. Yıllardan beri bildiği bu bodrum atölyesi şimdi onda klostrofobi duygusu uyandırıyordu.

27 yaşına basmak, belki bazıları için korkunç olabilir; ama Orta Batı’da zar zor geçinen bir ressam olan Alex için bu bir felaket.
Miras kalan büyük bir toprak parçası onu zengin ve mutlu bir adam yapmalıydı ama doğum günü, ismi ve henüz hayatını kurtardığı güzel kadın onu ve sevdiklerini- birden geri dönüşü olmayan büyük bir vahşetin hedefi haline getirdi."
alıntılandığı link.


İşte bir hayal kırıklığı daha. Gerçi kitabı alırken kendimi uyarmıştım. Ben bunu hep yapıyorum yani bak diyorum beklediğin gibi çıkmayabilir ama olsun diyip bir işe girişiyorum ve sonrası hüsran. Üstelik olaylar aynı tatsızlığında ilerlerken de of puf dememe rağmen “ama ya sonradan işler değişirse?” diyip azimle üstüne üstüne gidiyorum. Neyse işte öyle böyle derken kitabı okumayı dün bitirdim. Normalde kitabı okuyup bitirdiğim anda kitap elimde öylece bir süre durup kitabın tamamını ve beni şaşırtan, hüzünlendiren, tatmin eden yada ne bileyim beklemediğim memnun edici sonunu düşünürdüm ama dün eve dönerken kitap bittiğinde yola bakıp müzik dinledim. Sanki onca olayı, kitaba gelen övgülerde yer alan o sürükleyici macerayı ben okumamışım gibi.
500 sayfa boyunca insanın takdirini görebilecek bir cümle bile olmaz mı? Yok işte, elime kalemi alıp bir kere bile herhangi bir cümleyi işaretlememişim. Üstelik kitabın konusu da benim 8-9 yıl önceki çocuklukla yazdığım beyaz dizi tadındaki fantastik kurgu hikayem gibiydi. Yazarı da o kadar övmüşler, yere göğe sığdıramamışlar. Ne oldu da J. Salinger’in altın kurallarından şaşıp bu kitabı aldım bilmiyorum. Hep bu maymun iştahlılığım yüzünden biliyorum. Eve dönerken hissettiğim açlık yüzünden çantamda bulunan talaştan krakerler sevgili eti formlardan yerim de o an tatsız tuzsuz anlık doygunluk hissi verir ama sizi kesinlikle doyurmaz ya işte bu koca kitapta resmen öyleydi. 500 sayfanın sonunda siz hala açsınızdır. Bir de kalkıp Muz Sesleri’nin üstüne okudum diye mi böyle oldu anlamadım.
Bir de şu konu var: sevgili Pegasus yayınevini kitap fuarında gördüğümde yazın okuduğum onların yayınevinden çıkmış başka bir kitaptaki kelimelerin eksik harflerle yanlış yazımını dile getirmiştim oysa ki ama sanırım pek bir ciddiye almamışlar fakat kitabı okurken insanı acayip derecede rahatsız eden şu daktilo hataları bu kitapta iyice abartılmıştı. Bana dedikleri ise korsan kitap satın almadınız değil mi? Ahahaha evet korsan kitap alıyorum ve bir de üstüne üstlük yüzsüzlükle size gelip şikayette bulunuyorum demedim tabi ki de hayır dedim ve onlar da bunun üstüne dedikleri bize eksiklerin hangi sayfalarda olduğunu gösterirseniz size kitabın yenisini gönderelim oldu. İyi de yeni gelen kitap aynı basım ise o hataların olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi acaba? Ayrıca ben kitaba kendimi kaptırmış harala gürele okurken bir de elimde kalemle oturup sizin eksik harflerinizi belirleyeceğim de sonrasında size bunları belirten bir e-posta mı göndereceğim? Hiç sanmıyorum. Bir daha o yayınevinin çıkardığı kitaplardan almam olur biter. Belki yaşlandığım zaman kendime sataşacak birilerini arayıp da her zaman şikayetlerde bulunduğum belediyelerden cevap alamadığım bir zamanımda yayınevlerine mektuplar yazmaya başlayabilirim. Ayrıca şuan işyerindeyim ve bağlantılardaki bir sorun yüzünden internete ve ortak paylaşım klasörlerine veee e-postalarıma bakamadığım için sıkıntımdan an itibariyle bu kadar çok konuştum. Sanırım şimdilik bu kadar.

1 yorum:

syg dedi ki...

açıkçası kitabı okumadım ama pegasus yayınevinin yayınladığı her kitapta benzer tarzda 'müthiş kitap' söylemleri olduğu için kitap kapaklarına kondurdukları yorumların hiçbirine inanmıyorum. ki bestseller olmuş kitapları kısa bir sürede bol yazım hatasıyla yayımlamasıyla meşhur olmuş durumda. bir nevi ucuz edebiyat.