ÇAPA



Bilmem kaç gündür okurken kendi kendime konuşup kendi kendime gülüp karşımdaki dinlemese de zorla beğendiğim kısımları ona okuyup gülmesini beklediğim ve Onur sayesinde haberdar olup, kendine aldığı cilti bana ödünç vermesi nedeniyle okuyabildiğim bu cilti burada paylaşmazsam olmazdı. bilmiyorum kim ne kadar takip ediyor ne kadar okuyor burayı ama bu hesap devam ettiği burada durduğu sürece ben geçmişe dönüp baktıkça "aha işte bu çok güzeldi!" demek hoşuma gidiyor.

Geçtğimiz günlerde yine Onur sayesinde yeni insanlarla tanıştım. (onur olmasa ben ne yapardım demeye başladım bile.) açıkçası tanıştığım kişilere hayranlık besledim ve hala da besliyorum. yaptıkları iş benim ve belki de çoğu kişinin hayranlık duyabileceği türden. evet onlar bu fanzinlerin çizerlerinden... en cok karşılaştığım kişi ise Yıldıray Çınar oldu. O'nun yaptığı işlere hayran kalmamak elde değil. Yıldıray Çınar'ın bazı çizimleri için buradan buyurmanızı şiddetle tavsiye eder hatta gidin bakın diye de emir cümlesi kullanmayı kendime bir vazife bilirim. kendisi DC Comics de çizer. (bence daha da bir şey dememe gerek yok.)



ÇAPA da yer alan Son Kahraman ise onun yazıp-çizdiği karakterlerden birisi. Türk bir çizerin böylesina kahramanlar yaratıp onlara verdiği isimler(demir türk, kurşun, havan, meltem danbıl, kum torbası...)ve sinoptan şimdi çıktım 5dakikaya oradayım gibi replikler ve daha bir çok süprizlerle eğlenceli bir çizgi roman sunması gerçekten güzel. (ayırca şimdi fark ettim bu 400 sayfalık canım ciltin orta yerinden bir ayrılma söz konusu. onur beni mahvedecek. :/ )


ve tabi çizimler kadar ince ayrıntılar ile bu fanzinlerin pek de amatör çizerlerin elinden çıkmadığını görüyorsunuz. ne kara kalem karalamaları ne de can sıkıntılarından ortaya çıkmış çizimler değil. severek ve isteyerek yapılmış işler ve bence çok da eğlenerek yapılmış...

Yıldıray Çınar/ Aysel ve Gürel


şimdi buraya daha bir çok kare eklemek isterdim lakin bir ÇAPA edinip okuyun derim. böyle bölük pörçük kötü çekim fotograf kareleri ile olacak işler değil bunlar. hoş dediğim gibi ben satın almadım arkadaşım Onur'dan ödünç aldım. ama hadi ben de bir tane satın alacagım dediğimde gözlerimin içine bakarak kötü haberi verdi: Çiğdem sonuncusunu ben satın aldım, dedi. neyse ki gelişmeleri takip edebileceğimiz bir blog sayfaları mevcut. işte blog sayfasına buradan bakıp onlarla ilgili gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Yıldıray Çınar/Karabasan


Pek tabiki Yıldıray Çınar tek çizer değil. Mahmud A. Asrar'ın ve Hakan Tacal'ın çizimlerinden de bahsetmeden geçemeyeceğim. zaten Mahmud A. Asrar'ı internette aradığım zaman zaten onun da deviantart hesabını daha önceden takibe aldığımı gördüm. (demek ki insanlar hakkın da çok da araştırmaya merakı bir yanım yokmuş. azıcık araştırmacı olsam daha kim bilir ne güzel insanlardan, ne güzel çalışmalarından haberdar olacağım... kendimi yargıladım pardon.) Mahmud A. Asrar'ın deviantart hesabı için buradan buyrun...


üstüne tıklayıp sırayla okumanızı tavsiye ediyorum o kadar emek verilmiş ve ben de o kadar uğraştım fotografını çektim kötü kalite cıktı kırptım ettim birleştirdim... bir de nedense hoşuma gitti. yaram mı vardır nedir...



Mahmud A. Asrar'ın ÇAPA'da yer alan ve ilgimi çeken karakterlerinden birisi de İpek oldu. zaten farkındaysanız çizimler hakkında yorum yapmıyorum direk fotografları ekliyorum çünkü yorum yapabilecek kişi ben değilim. ben sadece hayran kalan imrenen kişiyim.

bir şekilde bir yerlerden bulup edinin derim yada olmadı ÇAPA blog sayfasından takip ederek gelişmelerden haberdar olarak onları takip etmenizi tavsiye edebilirim. daha fazla da bir şey diyemiyorum. bir de ne güzel insanlar diyorum. imrenmeye devam ediyorum. imrenirken de bir yandan kendimce bir şeyler çizmeye devam ediyorum ama Onur ve Yıldıray'ın tavsiyelerine uyarak çizsem süper olacak biliyorum. saolsunlar ilgilendiler ve hiç seslerini çıkarmadan defterlerimdeki çizimlere baktılar. üstüne üstlük kalem defter önerdiler ve Onur üşenmedi benimle alışverişlere çıktı yanımda oldu. dediğim gibi ne güzel insanlar... ve acıktım sanırım beynim durdu nelerden bahsediyorum. bir de kendimi okuduğum karakterlerin yerlerine koymaktan vazgeçebilsem çok güzel olacak çünkü yarın pazartesi ve yine iş başı. ne güzel. tamam o zaman canım dilim ekmek üstüne kekikli kırmızı biberli peynirli fırına sürülmüş şeylerden çekti. mutfaga gidiyorum.