Muz Sesleri - Ece Temelkuran



bir hevesle aldım bir an duraksadım nasıl ve ne alakalarımla okumaya devam ettim derken bir baktım kitapta ne kadar kadın karakter varsa hepsi oldum. ve maalesef bugün üzülerek kitabı bitirdim. hani iştahla yediğiniz tadına kokusuna doyamadıgınız abur cuburumsu yemegi yerken kavanozun dibini gördüğünüz zaman üzülür de kavanozu kaldırıp bir de altına bakar, sağını solunu evirip çevirip bakarsınız sonra da oflayıp elinizden bırakırsınız ama gözünüzün ucuyla da o kavanozdan başka var mı diye etrafa bakınırsınız. hah! işte bu duygu ve düşünceleri yaşadım. tabi kitap bitmişti ama benim merakım, heyecanım, iştahım bitmedi. bir de o heyecanla eve geldim anneme kitabı okumalısın bak şimdi bir deniz var bir filipina var bir şu var bu var o oluyor şunlar burada derken ağzımdan kitabın sonunu kaçırıverdim.
bu arada iştahım hala dinmedi. kitaptaki kişiler ve olaylardan bahsetmemek için zor tutuyorum kendimi çünkü her an aşırıya gidebilirim.



birçok farklı hikaye ama tek bir şehir, tek bir savaş, tek bir kader.
farklı bakış açılarını beni ciddi anlamda sarsmadıgı sürece kabul edilebilir gördüğümden midir yada yazara olan sevgim ve çoğu yazısında ona katıldıgım için midir bilmiyorum ama kitabı okurken her bir karakterin haklı bir sebebi oldugunu gördüm. kendi şartlarında... belki ben onlardan herhangisi birisi olsaydım belki ben de onların yaptıgını yapacaktım da dedim. ama bildiğim birşey varsa hiç bir zaman aşırılıklardan hoşlanmadıgım oldugu için sanırım şu poster konusuna yada aşırı hayranlık kısmını kendim için düşünemedim.

neyse kendi kendime konuşuyorum işte.
ama yazarı gördüğüm zaman diyecegim şudur ki: eee peki ya şimdi? kitabın devamı geliyor değil mi? ben doyamadım da...


- tanrım bir akşam sizinle yemeğe çıkalım size çıtlatacağım çok mühim meseleler var.


bir evde şömüne varsa salonda da çeşme olmalı mutlaka yan oda da koyunlar kuzular otlamalı.


duvarların keyfini kir sürüyor eşyaların zevkini toz


- tuzu uzatır mısın hayatım bana değil yarana


yüzlerimiz alınganlık ormanı eksiklik aşılıyor hor baktığına


ah insan yanımız en azınlık yanımız yanlarım ağrıyor


aramızda şuursuz üç harf aşk sisyphos’u iteleyip yoruyor.


aşk bir yara birimi iğne sakallı cerrah ayartılmaya teşne. ”


met üst - apartman haikuları

böyle işte. kitabın hepsini yazacak halim olmasın durayım.